21 Kasım 2019 Perşembe

ESTETİK VE EYLEMLER



    
    Düşünün ki şimdi 17- 18 yaşındaki halinizdesiniz. Düşünce yapınız, beğenileriniz tamamen o zaman nasılsa öyle. ‘’Şimdi ki aklım olsa…’’ durumunu gerçekleştirecek konumda değilsiniz yani. Bir şarkıcı ya da oyuncu var hayranı olduğunuz. Şarkıcı olsun. Şarkıları sizin duygularınızı yansıtıyor, söyleyemediklerinizi söylüyor. Sizin yerinize bağırıyor, kızıyor, ağlıyor…
  O kadar hayransınız ki giydiği kıyafetlerden taktığı aksesuarlara kadar onda olan şeylerin aynısını ya da benzerini sizde alıyorsunuz. Hatta saç renginizi bile o kişiyle aynı renk yaptınız. Daha da abartıp ona benzemek için estetik ameliyat olur musunuz?

  Maalesef günümüzde bu şekilde abartı hayranlık duyan insanlarla karşılaşıyoruz.

                                      
Güney Koreli müzik gurubu BTS'in vokalisti Jimin'e konserde aşık olan ve ona benzemek isteyen 28 yaşındaki İngiliz adam Oli London, kör olma riskini göze alarak 75.000 pound harcamış. Benzemiş mi? Bence benzememiş. Tabi bizim konumuz benzeyip benzememesi ya da duyulan hayranlık değil. Bizim konumuz görsel kültürün, estetiğin bize etkileri ve sosyal medyanın bunu kullanarak bize sattıkları. Mesela bir zamanların popüler dizisinin bize miras bıraktığı Hürrem yüzüğü.
Ya da 1995 Fransa yapımı ‘Leon’ filminden sonra neredeyse her yerde karşımıza çıkan ‘Leon Gözlüğü’.                     
                                       
    Gençlerin sosyal fenomen, oyuncu ya da şarkıcılara karşı olan abartılı hayranlıklarının çeşitli firmalar tarafından kullanılarak alıcıyı ikna etmeleri yükselen estetiğin bizi zayıf kıldığının kanıtıdır.
    Bazen sosyal medya, fenomenler, şarkıcılar ya da oyuncular, yardım kuruluşlarına ilgiyi artırmak, toplumsal olaylara dikkat çekmek gibi güzel şeylere de sebep olabiliyor tabi ki. Mesela ünlü biri Unicef ile işbirliği yaptığında, hatırı sayılır miktarda bağış toplanabiliyor.  
                                        
      İyi ya da kötü görsel kültürün bir çok alanda bizi etkilediği bir gerçek. Bu etki bir düşüncemizi değiştirmek de olabilir, görüntümüzü tamamen değiştirmek de olabilir. Kerry Freedman'ın dediği gibi;
 “Estetik iki taraflı bir bozuk para. Bu güzel, çekici olan bize kendini çekici göstererek baktırır. Estetik doğruluk duygularını teşvik edebilir, hayati mesajlar iletebilir ve mükemmellik gösterebilir. Bunlar, algısal sistemlerimizin merakı ve karmaşıklıklarının farkında olmamızı sağlayan görsel kültürün özellikleridir. Yine de bize zayıf yönlerimizi hatırlatıyorlar. Yükselen aynı estetik, gördüklerimize inanmamızı sağlayabilir. Estetik bizi kalıp yargıları benimsemeye başlatabilir, gerçekçi olmayan vücut görüntülerini kabul etmeye ikna edebilir ve eleştirel bir yansıma olmadan ürünler almaya bizi ikna edebilir. (Kerry Freedman-2003/Teaching Visual Culture)''