Düşünün ki şimdi 17- 18 yaşındaki halinizdesiniz. Düşünce yapınız,
beğenileriniz tamamen o zaman nasılsa öyle. ‘’Şimdi ki aklım olsa…’’ durumunu
gerçekleştirecek konumda değilsiniz yani. Bir şarkıcı ya da oyuncu var hayranı
olduğunuz. Şarkıcı olsun. Şarkıları sizin duygularınızı yansıtıyor,
söyleyemediklerinizi söylüyor. Sizin yerinize bağırıyor, kızıyor, ağlıyor…
O kadar
hayransınız ki giydiği kıyafetlerden taktığı aksesuarlara kadar onda olan
şeylerin aynısını ya da benzerini sizde alıyorsunuz. Hatta saç renginizi bile o
kişiyle aynı renk yaptınız. Daha da abartıp ona benzemek için estetik ameliyat
olur musunuz?
Maalesef
günümüzde bu şekilde abartı hayranlık duyan insanlarla karşılaşıyoruz.
Güney Koreli müzik gurubu BTS'in vokalisti
Jimin'e konserde aşık olan ve ona benzemek isteyen 28 yaşındaki İngiliz adam
Oli London, kör olma riskini göze alarak 75.000 pound harcamış. Benzemiş mi?
Bence benzememiş. Tabi bizim konumuz benzeyip benzememesi ya da duyulan
hayranlık değil. Bizim konumuz görsel kültürün, estetiğin bize etkileri ve
sosyal medyanın bunu kullanarak bize sattıkları. Mesela bir zamanların popüler
dizisinin bize miras bıraktığı Hürrem yüzüğü.
Ya da 1995 Fransa yapımı ‘Leon’ filminden sonra
neredeyse her yerde karşımıza çıkan ‘Leon Gözlüğü’.
Bazen sosyal medya, fenomenler, şarkıcılar ya da oyuncular,
yardım kuruluşlarına ilgiyi artırmak, toplumsal olaylara dikkat çekmek gibi
güzel şeylere de sebep olabiliyor tabi ki. Mesela ünlü biri Unicef ile
işbirliği yaptığında, hatırı sayılır miktarda bağış toplanabiliyor.
İyi ya da kötü görsel kültürün bir çok alanda bizi
etkilediği bir gerçek. Bu etki bir düşüncemizi değiştirmek de olabilir,
görüntümüzü tamamen değiştirmek de olabilir. Kerry Freedman'ın dediği
gibi;
“Estetik iki taraflı bir bozuk para. Bu güzel, çekici olan bize kendini çekici göstererek baktırır. Estetik doğruluk duygularını teşvik edebilir, hayati
mesajlar iletebilir ve mükemmellik gösterebilir. Bunlar, algısal
sistemlerimizin merakı ve karmaşıklıklarının farkında olmamızı sağlayan görsel
kültürün özellikleridir. Yine de bize zayıf yönlerimizi hatırlatıyorlar.
Yükselen aynı estetik, gördüklerimize inanmamızı sağlayabilir. Estetik bizi
kalıp yargıları benimsemeye başlatabilir, gerçekçi olmayan vücut görüntülerini
kabul etmeye ikna edebilir ve eleştirel bir yansıma olmadan ürünler almaya bizi
ikna edebilir. (Kerry Freedman-2003/Teaching Visual Culture)''




hah işte böyle
YanıtlaSil